29 Ağustos 2018 Çarşamba

Dost İçin Gidilen Her Yol Mübahtır. Erzuruma Selam Olsun :)

    Küçük bir gezi yazısı derliyorum sizlere. Hem bir gezi yazısı hem de günlük mahiyetinde olacak bu yazı. Blogun ilk gezi yazısına böylelikle başlamış olalım devamının geleceğini umarak.  Ki sanırım bundan sonraki Bosna Hersek olacak. Bir daha ki gezi yazısı 2019 da inşallah :)

   Haziran ayında üniversiteden bir dostumun düğünü için Erzuruma gittim. Daha önce Erzuruma gideceksin deseler asla inanmazdım. Bazı dostluklar engel tanımaz.Ayrı kalınan zamanlar ve  aradaki kilometreler köprü olur , birleştirir insanları.. Üniversite hayatıma bakıyorum da koca topluluklar içinde ne kadar az kişi kalmışız. Belkide hayat olmaması gereken kişileri hayatımızdan ayıklamışta olması gereken kişiler kalmışız. Umarım sizlerde uğruna kilometrelerce yol katedebileceğiniz ve birbirinize can yoldaşı olabileceğiniz dostluklar kurabilmişsinizdir hayatlarınızda..  Sebebi ziyaretimiz düğündü. Aslında  son dakika olmaması için de iki gün önceden gittik. Ben İstanbuldan diğer dostlarımız Balıkesir, Antalya ve Gaziantepten geldi Erzuruma. Düğün öncesinde şöyle bir Erzurum turu yaptık. Sağolsun can dostum düğün telaşına aldırmadan bir daha gelip görme imkanı bulamayacağımız için elinden geldiğince gezdirmeye çalıştı Erzurumu.  Resimler ile Erzurum gezimizi anlatacağım. 
  Pegasus Hava yolları ile Erzuruma gittim. Atlas Jet ile de geri döndüm. İlk uçak deneyimimdi. Fakat şunu söyleyebilirim ki Pegasus Havayolları ile yolculuğum daha güzel geçti.

  Kısa bir uçak yolculuğunun ardından Erzurum a vardım.
Arkadaşımın evi Palandökendeydi.Benimle birlikte aynı akşam bir arkadaşımızın da  gelmesiyle kadroyu tamamladık.Ertesi gün nerede olduğumu iyice idrak ettim. Palandöken inanılmaz güzel bir yer. Evin balkonundan baktığınızda karşınızda yemyeşil bir park ve dağ etekleri  ile muazzam bir yeşillik karşılıyordu sizi. Kuş cıvıltıları ile güne merhaba demek çok güzel bir duygu. Hazırlanıp kahvaltı etmeden çıktık.Önce arkadaşımın evlendikten sonra gideceği nam-ı diğer 
 yeni gelin evine bakmaya gittik. Sonrasında kahvaltı etmek için Erzurum Belediyesine ait Sosyal tesise geldik.Yanılmıyorsam  Palandöken kayak merkezine yakın bir yerde teleferiğe yakın bir şekilde yapılmış. Tesiste mükellef kahvaltımızı yaptık. Tabi ki olmazsa olmaz çay eşliğinde :)

  Kahvaltı  sonrasında yürüyerek dağ eteğinden aşağıya indik. Erzurum tabelasında fotoğraf çektik. Evet benimde sonunda nüfusu gösteren tabelada bir fotoğrafım var. :)
Atatürk Üniversitesi kampüsünü gezdik. Çok güzel ve büyük bir kampüse sahip yeşillikler içerisinde. Arkadaşım anlatırdı bazen termosuna çayını koyup nefes alabilmek için gidermiş. Çok güzel bir imkan. İstanbulun apartman yığınları arasında bu tür bir lükse sahip olamıyor insan malesef.

YAKUTİYE MEDRESESİ
Medrese taçkapısında bulunan kitabeye göre, İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazanhan ve Bolugan Hatun adına, Cemaleddin Hoca Yakut Gazani tarafından Hicri 710 (milâdi 1310) yılında yaptırılmıştır. Giriş ücreti 5 tl.
İçerisinde ise sergilenen kıyafetler, paralar, mühürler gibi bir çok tarihi eser bulunmakta. 




Medrese içerisinde odalara ayrılan kapılar ise resimde göründüğü gibi.Haddinden fazla eğilerek kapılardan geçmek durumundasınız. Dikkat etmezseniz kafanızı vurup canınızı fazlası ile acıtabiliyorsunuz. (Malesef arkadaşımın başına geldi. Şayet giderseniz kapıdan geçerken dikkat etmenizi öneririm.) Aynı zamanda bu kapılardan bu şekilde eğilip geçilmesi öğrencilerin hocalarına karşı bir nevi saygı göstergesi anlamını da taşımaktaymış.











Sol kısımda gördüğünüz kıyafet ise geleneksel bir gelinlikmiş.Resimde o kadar net anlaşılmasa da yakından baktığınızda ihtişamlı ve uzun kuyruğu olan bir gelinlik. Bir kaç düzeltme yapsanız bugün bile giyebilirsiniz ve yadırganmayacağınızdan 
da eminim







ERZURUM EVLERİ

Çok otantik bir yer. Duvarda gördüğümüz gazete küpüründe yazana göre burası için 20 bin eşya toplanmış. Birbirinden bağımsız o kadar çok eski eşya var ki tarihi bir geçiş gibi bu evi gezmek. 
Tabiki içeri girişler ücretli. Giriş fiyatını hatırlamadığım için internet sitesinden baktım. Gezmek isteyenler için giriş ücreti 2 tl. Dilerseniz içeride oturup yemekte yiyebilmektesiniz.











En sol kısımdaki  resimde ise Nene Hatun var.Kim olduğunu tabi ki bildiğinize eminim. Fakat yine de hatırlatmak gerekirse Nene Hatun, 93 Harbi sırasında Erzurum'da Aziziye savunmasına katılan, Rus işgaline karşı Erzurum’daki halk direnişinin simgesi hâline gelmiş Türk kadın kahramandır. Milli mücadele için önemli kahramanlarımızdan. Bence bir kadın olarak örnek almamız gereken kadınlarımızdan. Nene Hatun, Kara Fatma,Tayyar Rahmiye ve niceleri saygı ve minnet ile anılması gereken nice güzel kahramanımız.. 


















İçeride benim en çok sevdiğim köşe nedense bu köşeydi.  Ve en çok memnuniyet duyduğum şey ise nereye gidersem gideyim kurucumuz ulu önder Atatürk'ün resmini görmekti. Tabi ki onu görmek demek Atamızın da belirttiği gibi  mutlaka yüzünü görmek demek değil fikirlerini ve duygularını anlıyor ve hissediyorsanız kafidir. Bunun bilinciyle yaşamak her şeyden önemli. 
























ERZURUM ATA BOTANİK PARK
Bir diğer mekanımız ise Botanik park idi. Bir çok dış çekime şahitlik etmiş bir yer. Bizden de nasibini altı tabiki :) Giriş ücretlerini hatırlamıyorum fakat gezmek ya da düğün fotoğrafı çektirmek isteyenler için ayrı fiyatlandırmaya sahipti.
Ne kadar doğru bilmiyorum fakat bu mekan peyzaj mimarlığı eğitimi alan öğrencilere staj imkanı sunan bir yermiş.





TAŞHAN
Erzurum denildiğinde tabi ki akla Çağ kebabı dışında Oltu taşı gelmekte. Taşhan adı verilen yer ise  bir nevi Erzurumun kapalı çarşısı da denebilir.Buradaki dükkanlarda  oltu taşından yapılmış çeşitli ürünler bulunmakta. Erzuruma gelmişken tabiki oltu tespihlerinden alamamak olmazdı. Kolyeler,küpeler ve bileklikler de bulunmakta fakat bu ürünler sanırım oltu taşının ağırlığından olacak ki 40 lı yaşlardaki hanımların ilgisini çekecek türden. Ablam sebebi ile sıklıkla Eskişehire giden biriyim. Bu sebep ile lüle taşından yapılan süs eşyaları ve takıların çeşitliliğine alışmış biri olarak açıkçası oltu taşı konusunda hayal kırıklığını uğramadım dersem yalan olur. Ama belirttiğim gibi lüle taşından aldığımız süs eşyalarının fiyatları ve oltu taşından yapılan süs eşyaları arasında dağlar kadar fark var. Bunda özellikle gümüş ağırlıklı olmalarınında etkisi bulunmakta. Bu arada değinmeden geçmek istemediğim bir konu var. Arkadaşım tespih alırken oradaki satıcıya Rus taşı olmasın Oltu taşı istiyoruz diyerek özellikle belirtmişti bu şekilde de tespihi almıştık. Erzurumdan döndükten sonra babam Erzurumlu arkadaşına tespihi gösterdiğinde arkadaşı tespihin Oltu taşı değil Rus taşı olduğunu belirtmiş. Rus taşı Azerbaycandan getirilen ve genellikle 20 tl gibi çok cüzzi fiyatlandırması olan bir taş türüymüş. Bu duruma üzülmedim dersem yalan olur. Belki kazıklandım belki kandırıldım ne denirse işte.. Malesef güzel ülkemin güzel insanlarının artık yeni dünya düzeninde her şeye hile karıştırıyor oluşu birlik ve beraberlik ile savaştan çıkmış ve küllerinden doğan bir millete hiç yakışmıyor. Ve inanın bu tür durumlarda o kadar çok hayal kırıklığına uğruyor ve geleceğe dair umutlarımı kaybediyorum ki.. Belki küçük bir olay bu. Belkide siz bu durumu bu şekilde gözünüzde büyütmezsiniz ama denir ya sinekte küçüktür fakat mide bulandırır..
HACIBEY CAĞ KEBAP
Taşhan içerisindeki merdivenlerden aşağı indiğinizde sizleri Hacıbey Cağ Kebap ve Taşhan Aile Çay Bahçesi karşılamakta. 
Cağ kebabını hayatımda ilk defa yedim ve iyi ki de yerinde yemişim diyorum. Belki de kötü bir durum çünkü yediğim bütün cağ kebaplarını Erzurumdaki ile kıyaslayacağım. 
Mekan çok güzel ve sıcak. Cağ kebabının bir şişi 3 tl. Siz istedikçe bir şiş daha geliyor. Ve tabi yanında getirdikleri lavaş ise sıcak. :) Mezelerden sadece soğan salatasını hatırlıyorum. Gittiğiniz şehirde ne meşhur ise muhakkak onun yenmesi gerektiğini savunanlardanım. Erzuruma giderseniz ve  cağ yemeden dönerseniz büyük bir hata yapmış olursunuz. Kısaca özetlemek gerekirse. Gerek çalışanların güler yüzü ve ilgisi gerekse cağ kebabı ile gidilmeye değer bir yer olduğunu düşünüyorum. 

Erzurumda gidilmesi gereken diğer yerler ise Atatürk Evi  ,Çifte Minareli Medrese, Üç Kümbetler, Erzurum Kalesi ve Olimpiyat Parkı olarak belirtilmekte. Biz kısıtlı vaktimizde ancak size belirttiğim yerlere gidebildik. Erzurum kalesi ve Üç kümbetler sanırım restore ediliyordu bu sebep ile yanından geçip gitmek durumunda kaldık.Ulu camiye girdik günün sonuna geldiğimiz ve artık vaktimiz kalmadığı için çifte minareli medresenin de  yanından geçip gitmek durumunda kaldık. Atatürk Evine de gitmeyi çok isterdim ama belirttiğim gibi kısıtlı zamanda ancak bunları yapabildik. belki başka bir zamana kim bilir.. Şimdi böyle uzun uzun anlatınca o gün ne kadar çok yorulduğumuzu hatırlıyorum. Hiç yürümediğim kadar çok yürümüştüm. Ve hiç tahmin edemeyeceğim derecede de yanmıştım. Malum beyaz tenlilerin makûs kaderidir güneşten kızarıp sonrada yanmak. Erzurumun güneşini hafife aldığımı itiraf etmem gerek.Siz böyle yapmayın ve güneş kreminizi ihmal etmeyin:)

Yarın 30 Ağustos Zafer bayramı bu sebeple bu yazıyı bugün bitirmek istedim. Söylenecek çok söz var aslında fakat belki başka bir zaman sadece bu konuda konuşuruz. Şimdilik Erzurum kongresi hakkındaki aşağıdaki bilgileri okumanızı tavsiye ederim.

ERZURUM KONGRESİ
Anadolu'da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı. Amasya Genelgesi'nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal'e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu'daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler. Amasya Genelgesi'nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi. Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti. Kongre, 10 Temmuz'da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal'in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal'in seçilmesini sağladı. İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı. Erzurum Kongresi'ne katılanlar, 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu.

Alınan Kararlar
1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
6. Manda ve himaye kabul edilemez.
7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır. (1)


Kaynak: (1) Erzurum Kongresi hakkındaki bilgiler  http://www.ataturk.net adlı siteden alınmıştır. Bilgilerinize.

22 Ağustos 2018 Çarşamba

Extinction (Tükeniş)

    Bugün uzaylı istilası konulu film önerisi ile karşınızdayım. Tgrt zamanlarında The X Files (Gizli dosyalar) dizisi ile büyümüş bir nesilseniz uzaylılar eminim sizlerinde bilinç altınıza sakladığınız ve  merakınızı uyandıran bir konudur. Eğer uzaylı istilası konulu filmleri seviyorsanız izlemeniz gereken filmler listesine Extinction filmini de eklemenizi tavsiye ederim. Yalnız uyarayım sonu hiç ummadığınız bir yere bağlanıyor ve ciddi anlamda şaşırıyorsunuz. Güzel bir film olmuş farklı bir bakış açısına sahip olduğu için beklentileri ortalamanın üzerinde diyebileceğimiz bir şekilde karşılamakta. Klasik uzaylı filmlerindeki gibi geldim istila ettim öldürdüm gibi görünse de aslında çok farklı bir yönde düşünmenize sebep olmakta filmin sonu devam filminin geleceğine dair güçlü işaretler vermekte.Haddim olmadan filmi puanlarsam 10 üzerinden 7 veririm 3 puanı nereden kırdım bilmiyorum ama 7 diyelim :)

Tür: Bilim Kurgu, Gerilim
Yapımı: ABD (2018)
Süre: 95
Yönetmen: Ben Young
Senaryo: Eric Heisserer Spenser CohenYapımcı: David Hoberman Todd LiebermanKonu: Extinction, en büyük kabusu ile yüzleşmek zorunda kalan bir babanın hikayesini anlatıyor. Bir aile babası olan Peter’in en büyük kabusu uzaylı istilasıdır. Peter gördüğü rüyalar yüzünden oldukça bunalmıştır. Fakat rüyaları gerçeğe dönüşünce en büyük kabusu ile yüzleşmek zorunda kalır. Dünya büyük bir istila altındadır. Dünya dışı bir güç gezegeni imha etmek üzeredir. Ailesi ile birlikte hayatta kalmak için savaşan Peter, onları koruyan bilinmeyen bir güç olduğunu fark eder.Filmin yönetmen koltuğunda Hounds of Love, Bush Basher ve Something Fishy filmleri ile tanıdığımız Ben Young oturuyor. Bilimkurgu ve gerilim türündeki filmin ilk taslakları Spenser Cohen ve Brad Kane tarafından yazılırken senaryonun son hali Eric Heisserer imzasını taşıyor. Ant-Man filminde Luis karakteri ile karşımıza çıkan ve Herkese Karşı, Gizli Güzellik, 12 Savaşı gibi yapımlarda da yer alan Michael Peña’nın başrolü üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Lizzy Caplan, Israel Broussard, Tom Riley, Mike Colter, Emma Booth gibi isimler yer alıyor. Pedro Luque’nin görüntü yönetmeni olduğu filmin müzikleri ise The Newton Brothers’a ait.



Kaynak: Film Hakkındaki bilgiler "1" https://www.sinemalar.com  dan alınmıştır. 
"2"http://www.beyazperde.com Bilgilerinize.